Son yıllarda yapılan çalışmalarda nörobilim aşık insanların
beyinlerinde gerçekleşen olayları incelemeye başladı. Aşık olan birinin
beyninde feromon ve tiroksin salgısının arttığı gözlenmiş norepinefrin ve
serotonin salgısının da aşık olan kişide tuhaf davranışlara sebep olduğu
açıklanmıştır. Bu salgıların beyni uyaran dopamin'i arttırdığı ve dopamin beyin
uyarıcısı'nın ise genelde uyuşturucu kullananlarla aynı oranda arttığı
gözlenmiştir. Dopamin'in fazla uyarılması her ne kadar keyif verse de yan
etkileri kaçınılmazdır. Bunlar: kalp hızının artışı, kan basıncında yükseliş,
iştah kaybı, uykusuzluk, heyecanı tetiklediği gözlemlenmiştir. Kalp hızının
aşırı artışı kalp krizine neden olabilir. Fakat bu kalp hızının aşırı artışı
gençlerde değilde genellikle yaşlılarda ölüme neden olmaktadır.
Aşk'ın yok
olması var olmasından daha tehlikelidir. Bir aşkın bitişi intiharlara neden
olabilir. Bunun nedeni aşkın bitmesi ile oluşan üzüntü sonucu norepinefrin
salgısı artmasıdır. Norepinefrin vücuttaki sinirleri besler. Aynı zamanda kalp hızı
üzerinde önemli bir etkisi vardır. Eğer bu salgı fazla artarsa aşırı
sinirlenme, öfke, sebepsiz yere ağlama krizleri, kalp çarpıntısı görülebilir.
Enzo Emanuele aşk acılarının aşırı norepinefrin salgısı sonucu Sinir Büyüme Faktörü’nü
(NGF) arttırdığını bunun ise beyindeki sinirlere zarar verebileceğini söyledi.
Bu yüzden çoğu roman ve dizilerde aşk için ölen insanlar vurgulanıyor. Aşk için
ölen veya intihar eden insanların sayısı az değildir.Ayrıca Stanford Üniversitesi araştırma ekibi yaptığı deneylerle
aşkın "analjezik" ağrı kesici özelliği olduğunu göstermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder