b-İLİM
7 Ağustos 2013 Çarşamba
28 Temmuz 2013 Pazar
Gıdalarda bulunan böcek
Dactylopius coccos , farklı kaktüslerde asalak olarak yaşayan bir böcek türüdür.Kaktüsün yüzeyine yapışır ve bu şekilde yaşar. Şili , Meksika ve Kanarya Adalarında yaşayan bu böcekler doğal ortamlarında bulundukları gibi kültürel olarak da yetiştirilmektedir.Bu böceğin sahip olduğu kırmızı renk pigmentine karmin adı verilir. Karmin bu böceğin dişisinden ve yumurtalarından elde edilir. Kişiler tarafından toplanan böcek ve larvaları kurutulup un haline getirildikten sonra renk maddesi olarak kullanılır. Karmin birçok alanda pembe,kırmızı renk sağlanması amacı ile kullanılır. Karmin maddesinin kullanım alanları :
- Ruj , allık , yüz pudrası , far , saç bakım ürünleri , cilt bakım ürünleri olmak üzere kozmetik alanında
- İşlenmiş et ürünleri , marmelatlar , koruyucular , meyve preparatları , reçeller , dondurmalar , kolalar , pastalar , şekerlemeler , fırın ürünleri, süt ürünleri olmak üzere gıda alanında
- Boyacılık alanında
- İlaç sanayiinde doğal renklendirici olarak kullanılmaktadır.
Doğal bir ürün olduğu için çok az yan etkisi bulunmakta sadece çok duyarlı kişilerde anafilaktik şok meydana gelmektedir.
Türkiye de gıda alanında kullanılan karmin ürünlerin içerik bölümünde E120 ibaresi ile belirtilmektedir.
BAZ'ı Keşfeden Adam
Ebu Musa Câbir bin Hayyan , Abbâsîler döneminde yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin
temelini atmış olan çok yönlü bir fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı;
fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis,
coğrafyacı, filozof ve sûfi. Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevrilmiş olan Kitab
al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur.
Kimya
dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş
alanda 400'ü aşan eser bıraktığı söylenirse de ancak 20 civarında eseri bugüne
kalmıştır. Nitrik
asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini
bulduğu , Kral suyunu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfettiği düşünülmektedir.
"İmbik" geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı Baz kavramıyla
Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.Kendisi o yüzyıldan atomun parçalanacağını görmüş büyük bir
bilim adamıdır. Ayrıca daha sonra zehirlilerin zehirlisi olan arsenik tozunu
elde eden ilk kişidir.
27 Temmuz 2013 Cumartesi
Renklerin Psikolojik Anlamları
Renklerin özelliklerine göre, meydana getirdiği ve
aksettirdiği değişik havadan, insan ruhu çeşitli şekillerde etkilenir. Yerine
göre bir huzur, ferahlık ve sakinlik verebileceği gibi tersine kötümserliğe de
neden olabilir. Bununla beraber renklerin üzerimizde bıraktığı etkiler; özel
durumumuza, ruh halimize ve tabiat şartlarının mevcut reaksiyonlarına bağlıdır.
Kırmızı: Bu renk canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir.
Mutluluğu temsil eder. Kırmızı renk, fiziksel olarak; ataklığı, canlılığı ve
duygusal bağlamda; bir işi sonuna kadar götüren azmi ve kararlılığı gösterir.
İştah açar. O yüzden dünyadaki gıda firmalarının çoğu logosunda kırmızıyı
kullanır.
Yeşil: Sessizliği anlatır. Doğanın ve baharın rengidir.
Güven veren renktir. O yüzden bankaların logolarında hakim renktir. Yeşil
yaratıcılığı körükler. Bu yüzden büyük lokanta mutfaklarında yeşil tercih
edilir. Hastanelerde de yeşil rahatlatıcı özelliği nedeniyle kullanılır. Yeşil
alanda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği saptanmıştır.
Pembe: Kırmızı ile beyazın birleşmesi ile elde edilen pembe
renk, kırmızı gibi canlılık verir ama daha yumuşaktır. Mavi renk erkeklerin,
pembe ise kadınların rengi olarak bilinir. Neşe ve mutluluk veren bir renk olan
Pembe aynı zamanda hayallerin ve aşkın rengidir.
Mavi: Dünyanın hakim rengi olan mavi çekingen bir renk;
dinlendiriciliği ve edilgenliği anlatır. Koyu tonlarda ya da yoğun olarak
kullanıldığında moral bozan, kasvet veren, açık tonlarda ya da beyazla karışık
kullanıldığında, yatıştırıcı ve güven veren bir etki yaratır. Mavi renk
gökyüzünün ve geniş ufukların, denizin simgesidir. Sınırsızlığı ve uzak
bakışlılığı simgeler. Huzuru temsil eder ve sakinleştirir. Araplar mavinin kan
akışını yavaşlattığına inanır, nazar boncuğu o yüzden mavidir. Batıda
intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar. Duvarları mavi olan
okullarda çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmıştır.
Sarı: En parlak renk. Dikkat çekmek için çığlık atar; bu
yüzden uyarı ışıklarında sarı tercih edilir. Ayrıca dikkat çekiciliğinden
dolayı dünyada taksiler sarıdır. Neşeyi anlatır. Sarı zeka ,incelik ve
pratiklikle de ilgilidir. Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtan bir
anlamı vardır. Geçiciliğin sembolüdür.Sarı ayrıca hüzün ve özlemin rengidir.
Mor: En kısa dalga boyuna sahip olan mor, geleneksel olarak
asaletle ilişkilendirilir. Yakınlık ve güzelliğe de işaret eder. Eskiden beri
ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Nevrotik duyguları açığa
çıkardığından, insanların bilinçaltını korkuttuğu saptanmıştır. İntihar
edenlerin beğendiği renktir.
Nötr renkler, beyaz, siyah ve kurşuni gibi tarafsız
renklerdir. Bunlar belli başlı bir renk özelliğinden ziyade, çeşitli renklerin
elde edilmesine yardımcı olurlar. Nötr renkler, dinlendiricidir; doyurucu
manalı ve olgun bir etkileri vardır. Bunlardan siyah renk, derinlik ve karanlık
beyaz ise aydınlık, temizlik ve yakınlık hissi yaratır.
20 Temmuz 2013 Cumartesi
AŞKın etkisi
Son yıllarda yapılan çalışmalarda nörobilim aşık insanların
beyinlerinde gerçekleşen olayları incelemeye başladı. Aşık olan birinin
beyninde feromon ve tiroksin salgısının arttığı gözlenmiş norepinefrin ve
serotonin salgısının da aşık olan kişide tuhaf davranışlara sebep olduğu
açıklanmıştır. Bu salgıların beyni uyaran dopamin'i arttırdığı ve dopamin beyin
uyarıcısı'nın ise genelde uyuşturucu kullananlarla aynı oranda arttığı
gözlenmiştir. Dopamin'in fazla uyarılması her ne kadar keyif verse de yan
etkileri kaçınılmazdır. Bunlar: kalp hızının artışı, kan basıncında yükseliş,
iştah kaybı, uykusuzluk, heyecanı tetiklediği gözlemlenmiştir. Kalp hızının
aşırı artışı kalp krizine neden olabilir. Fakat bu kalp hızının aşırı artışı
gençlerde değilde genellikle yaşlılarda ölüme neden olmaktadır.
Aşk'ın yok
olması var olmasından daha tehlikelidir. Bir aşkın bitişi intiharlara neden
olabilir. Bunun nedeni aşkın bitmesi ile oluşan üzüntü sonucu norepinefrin
salgısı artmasıdır. Norepinefrin vücuttaki sinirleri besler. Aynı zamanda kalp hızı
üzerinde önemli bir etkisi vardır. Eğer bu salgı fazla artarsa aşırı
sinirlenme, öfke, sebepsiz yere ağlama krizleri, kalp çarpıntısı görülebilir.
Enzo Emanuele aşk acılarının aşırı norepinefrin salgısı sonucu Sinir Büyüme Faktörü’nü
(NGF) arttırdığını bunun ise beyindeki sinirlere zarar verebileceğini söyledi.
Bu yüzden çoğu roman ve dizilerde aşk için ölen insanlar vurgulanıyor. Aşk için
ölen veya intihar eden insanların sayısı az değildir.Ayrıca Stanford Üniversitesi araştırma ekibi yaptığı deneylerle
aşkın "analjezik" ağrı kesici özelliği olduğunu göstermiştir.
5 Haziran 2013 Çarşamba
Yastık Bitleri
Yastık bitleri yastıklarda yaşayan küçük canlılardır.Bir yastıkta yüzlerce yastık biti yaşayabilir.
Yastık bitleri yada yastık kurtçukları yastığa dökülen ölü deri döküntüleri ile beslenirler. Her gün yaklaşık olarak 10 milyar deri hücresi döktüğümüz düşünülürse yastık bitleri genellikle besin bulma sıkıntısı yaşamamaktadır.
Yastık bitleri sıradan bir mikroskopta incelenemeyecek kadar küçüktürler. Sadece elektron mikroskobu ile görülebilirler.
Yastık bitleri yada yastık kurtçukları yastığa dökülen ölü deri döküntüleri ile beslenirler. Her gün yaklaşık olarak 10 milyar deri hücresi döktüğümüz düşünülürse yastık bitleri genellikle besin bulma sıkıntısı yaşamamaktadır.
Yastık bitleri sıradan bir mikroskopta incelenemeyecek kadar küçüktürler. Sadece elektron mikroskobu ile görülebilirler.
1 Haziran 2013 Cumartesi
İkna Psikolojisi
Nasıl ikna oluyoruz ve bu ikna sürecinde bizi etkileyen faktörler neler?
iyi seyirler
Robert Cialdini'nin İkna Bilimi adlı videosunun Selim Geçit tarafından Türkçeleştirilmiş halidir.
31 Mayıs 2013 Cuma
27 Mayıs 2013 Pazartesi
Yıldırım nasıl oluşur ?
Yıldırımlar geçmişten bu yana birçok insanın ilgisini çekmiştir.Halk arasında yıldırımın oluşması hakkında birçok efsane anlatılmış fakat ilk bilimsel çalışmalar 17.yüzyılda yapılmıştır.İlk araştırmayı yapan Descartes, bulutların çarpışması sonucu sıkışan havanın ışık ve sesi meydana getirdiğini savunarak ilk teoriyi ortaya atmıştır.Bunun ardından tarihte daha birçok araştırma yapılmıştır ve daha birçok bilgiye ulaşılmıştır fakat halen bulutların elektrikle nasıl yüklendiği konusunda bir sonuca varılamamıştır.
Şimşek buluttan elektrik boşalması sırasında kırıklı çizgi şeklinde oluşan ışıktır.Bulutla bulut arasında,bulutla yer arasında ya da bir bulutun kendi içerinde oluşabilir. Yıldırım ise bulut ile yer arasında elektrik boşalması ile oluşan en tehlikeli şimşek çeşididir. Şimşeğin oluşabilmesi için bulutun hava direncini kırabilecek kadar fazla oranda + ya da - elektrik yükü ile yüklenmesi gerekir.Sahip olduğu elektrik yükü şimşek ile birlikte yeryüzüne dağılmaktadır.Kış boyunca oluşan yıldırımların çoğunluğu yeryüzüne pozitif yük dağıtır.
Gök gürültüsü ise şimşeğin doğrultusu boyunca havayı aniden ısıtması ve sıkıştırması sonucu oluşan yüksek sestir.Fakat ses hızının ışık hızından çok daha yavaş hareket etmesi nedeniyle şimşek çaktıktan birkaç saniye sonra ancak ses duyulabilir.Gök gürültüsü sırasında oluşan farklı yapıdaki sesler şimşeğin geometrik şeklinin karmaşasından,sesin yansıma oranından ve atmosferin özelliklerinden kaynaklanmaktadır.Yıldırımın bir canlıya çarpması yüksek orandaki elektrik yükü sebebiyle ölüme sebep olabilmektedir.
22 Mayıs 2013 Çarşamba
Dünyanın en zehirli hayvanı
Zehirli ok kurbağası Orta ve Güney Amerika'da yaşar.Dünyanın en zehirli hayvanıdır.Karşısındaki kişiyi deri yolu ile zehirler ve ona dokunduğunuzda vücudunuza 400 farklı zehir yayılır.Bu zehirler kana 1 dakikadan daha kısa sürede karışır ve kişiyi felç ya da ölüme götürür.Sahip olduğu zehir en güçlü zehirlerden bile 250 kat daha etkilidir.Bu zehir 200 kişiyi öldürebilecek güçtedir.
Ok kurbağası sadece 2,5 cm boyundadır ve zehrini derisinde bulunan keselerde depo eder.Keşfedilen 175 kadar türü bulunmaktadır.
Ok kurbağası sadece 2,5 cm boyundadır ve zehrini derisinde bulunan keselerde depo eder.Keşfedilen 175 kadar türü bulunmaktadır.
20 Mayıs 2013 Pazartesi
Kararı ben verdim !
Aslında siz bir karar aldığınızda beyniniz bu kararı 6 sn. önce vermişti.Peki beynimiz bunu nasıl yapıyor ?
iyi seyirler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)